Soru :
Öncelikle size teessüflerimi sunuyorum. Geçenlerde bir ileti göndermiştim. Ondan sonra bir kez daha gönderdim. Belki dedim yanlış atmışım diye. Ama hiç ses soluk çıkmadı. Benim size birkaç sorum olacak.
1) Geçenlerde biri bana Ebussuud Efendi’ye ait olduğunu söylediğini fetvayı gösterdi. Fetvada Yunus Emre’ye ağır eleştiriler yöneltiyor Ebussuud Efendi. Böyle bir yazı ya da fetva yayınlanmış mıdır? Yayınlanmışsa hükmü nedir?
2) II. Abdülhamit Han, Kıbrıs adasını geçici olarak mı İngilizler’e verdi yoksa diplomatik beraberlik için verilmiş bir tavizin kurbanı mıdır Kıbrıs adası? Yani resmiyette hâlâ Osmanlı’ya bağlı olup, adada sadece İngilizler üs mü bulundurabiliyorlardı? Yoksa ada bu tarihte tamamen İngiliz toprağı olarak mı kabul edildi?
Ekrem Aydın
Cevap :
Teessüf etmekte haklısınız belki ama günde onlarca e-postaya yanıt vermenin
hiç kolay bir şey olmadığını da kabul buyurursunuz sanırım. Sebebi de ya yoğunluğum
ya da şunu biraz araştırayım demem. O zaman ya o ya da bekleyen e-postalar geriye kalıyor. Nitekim ilk sorunuz, şuna bir bakayım dediğim sorulardan. Onu bir uzmanına
sormak lazım ya da fetvalarını bizzat incelemem. Buna da şu anda imkânım maalesef yok.
Abdülhamid sorusuna gelince,
Kıbrıs geçici olarak ve Ruslar Kars ve Ardahan’dan vs. çekilince boşaltmak kaydıyla bir antlaşma gereğince İngilizlere üs olarak verilmiştir. Egemenlik hakkı yine bizdeydi. İngilizler tıpkı Mondros Mütarekesini ihlâl ettikleri gibi, bu antlaşmayı da işlerine geldiği gibi
kullandılar. Ve sonunda ‘Kıbrıs sorunu’ ortaya çıktı.
One Comment
ismail
11 Şubat 2011 at 16:35Kıbrıs’tan Osmanlı Devleti hiç bir zaman vazgeçmemiştir. Bunu 1878-1920 arasındaki olayları konu edilen arşiv vesikalarından anlamak mümkündür. Osmanlı devleti fiilen çekilmiştir diye bir şey söz konusu olamaz. idareyi ( Vali) yalnızca geri çekmiştir. bunun dışında Osmanlı hukuku 1950’li yıllara kadar devam etmiştir Kıbrı^s’ta.