• Home
  • Genel
  • Said-i Nursi kapıyı çarpıp çıktı mı?

Said-i Nursi kapıyı çarpıp çıktı mı?

Tarihçi Mustafa Armağan, Atatürk – Said-i Nursi görüşmesinin perde arkasını Sabah.com.tr’ye anlattı.Atatürk ile Said-i Nursi arasındaki görüşmenin detaylarını tarihçi Mustafa Armağan Sabah.com.tr’ye anlattı. “25 Kasım 1922’de görüştüler, meclisteki başkanlık odasından bağrışmalar yükseldi…” İşte çok tartışılan tarihi görüşmenin ayrıntıları…

Röportaj: Taha Dağlı

Atatürk ile Said-i Nursi’nin mecliste bir görüşmeleri oldu mu?

Görüşme oldu bu kesin, en az bir kere görüştüler, hatta iki de olabilir ama 3 kez değil.

Ne zaman oldu bu görüşme?

25 Kasım 1922 tarihinde Meclis’te Atatürk’ün odasında… Bu kesin bilgidir, nasıl bu kadar kesin konuştuğuma gelince… Birinci ve ikinci mecliste milletvekilliği yapan Ali Sururi Bey’in hatıralarında yazıyor. Ali Sururi bu görüşmenin şahididir.

Peki nasıl olmuş bu görüşme, Ali Sururi Bey neler görmüş?

Ali Sururi aynen şöyle anlatıyor: “25 Kasım 1922’de akşam saatlerinde meclis dağılırken, başkanın odasının yanından geçerken, içerden bağırma sesleri, gürültüler duydum.”

Atatürk ile Saidi Nursi arasında bağrışma mı olmuş?

Kapı biraz açıkmış, Ali Sururi Bey de duymuş bu bağrışmaları, “kim var” diye yanındakilere sormuş, “Molla Said Kürdi ile Atatürk var” demişler.

Said-i Nursi o zaman ülke genelinde tanınan bir hoca mıydı?

Hayır değil, zaten Ali Sururi 1926’da bir kaza sonucu ölüyor ve Said-i Nursi’nin sonraki yıllarda tanınan biri olduğu dönemi göremiyor. Dolayısıyla tamamen tarafsız bir şahit. Kaldı ki Ali Sururi Bey rejime yakın bir milletvekili.

Görüşmede neler konuşulmuş?

Bedüizzaman Atatürk’e bir açıklama yapıyor, namaz kılmayan bir meclisin alacağı kararların meşru olamayacağını, bu kararların meşru olabilmesi için milletvekillerinin namaz kılmasının şart olduğunu ve namazın teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyor. Said-i Nursi’nin bu sözleri karşısında Atatürk, “Hoca İngilizler, Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt milletvekillerini İslami temaları kullanarak kışkırtıyorlar, onları ayırmak istiyorlar, ben seni bunların önüne geçesin diye çağırdım” diyor. Sonra “Ben seni birlik için çağırmışken, sen namaz kılanlarla kılmayanlar diye ayrılık çıkarıyorsun” diye eleştiriyor. Said-i Nursi bunun karşısında “Ben ayrılık getirmek için değil tam tersine, namazı teşvik etmek, sizin de bir gazi olarak, zafer kazanmış bir komutan olarak, insanları dine ve namaza teşvik etmenizi istedim” diyor.

Görüşme bundan mı ibaret?

Evet karşılıklı konuşuyorlar ama ikisi de bu görüşmeden memnun olmuyor, sonra Said-i Nursi odadan çıkıyor ama bir kapı çarpma hadisesi yaşanmıyor. Arkasından Atatürk çıkıyor ve son olarak “Böyle adamlarla bu memleket bir yere varamaz, bu hocalarla bir şey yapılmaz” diyor.

4 Comments

  • nehir

    19 Şubat 2011 at 20:24

    namaz, dünyaya yegane geliş sebebimizi fiiliyatta gösterme şekli. öyleyse bir islam aliminin öncelikle namazı dile getirmesi neden yadırganıyor?..

    Cevapla
  • Arda

    28 Nisan 2011 at 23:16

    Bence de Üstad hazretlerini dinleseydi şaşardım.. Bişeler biliyor ki Said Nursi ‘ÜSTAD’ olmuş.. Ama gururlarına yediremedikleri için ve olaylar kendi istediklerine göre gitmiyceği için kabul edemiyorlar. Ama artık herkes uyandı ve aslımıza dönüyoruz inşallah..

    Cevapla

Bir cevap yazın