Malum, Cumhuriyet Halk Partisi kuruluşunu Sivas Kongresi’ne dayandırır. Bu epeyce su götürür bir iddiadır ama daha tehlikeli bir soruyu fısıldar satır arasından:
CHP neden Erzurum Kongresi’ne değil de Sivas Kongresi’ne bağlamak ister kuruluşunu?
Öyle ya, ikisi de 1919 yılında, hem de sadece iki ay arayla yapıldı. Erzurum Kongresi’nin kabahati neydi de tarihinden onu silmek için gayretkeşlik gösteriyor bu parti?
Millilik ise ikisi de millî değil mi?
Yerlilik ise ikisi de yerli değil mi?
Neden Erzurum Kongresi es geçilir de, aksine Sivas Kongresi başarıların merkez üssü yapılmaya çalışılır?
Sebebi şu ki, Erzurum Kongresi’nin planlama ve hazırlıkları Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıktığı 19 Mayıs 1919 tarihinden çok önce yapılmıştı. Mustafa Kemal Paşa Erzurum’da ev sahibi değil, davetliydi ve aslında kongrenin üyesi dahi değildi. Kâzım Karabekir Paşa’nın İstiklal Harbinin Esasları adlı yakılan hatıratında kendi zorlamasıyla seçilmiş üyelerden birisi istifa ettirilerek yerine atanmış ve yine Paşa’nın zorlamasıyla başkan (reis) seçilmiştir.[1]
Oysa Sivas Kongresi Mustafa Kemal Paşa’nın bizzat tasarlayıp gerçekleştirdiği bir kongreydi. Üye sayısı daha dar tutulmuş ve daha mahdut bir mıntıkadan seçilmişti ve Erzurum’daki kararları ufak tefek değişikliklerle kabul etmekten başka bir şey de yapmış değildi. Ancak arada çok mühim bir fark vardı:
Sivas’ta Amerikan Mandası açıkça tartışılmış, ve dahi uzun müzakereler sonucunda şaşırtıcı bir karara varılmıştı: ABD Senatosu’na mektup yazılarak Anadolu’ya bir heyet gönderilmesi ve vaziyetimizin yerinde incelenmesi talep edilmişti. Nitekim kararların 7. maddesinde “milliyet ilkelerine saygılı ve memleketimize karşı istila amacı taşımayan herhangi devletin fenni, sınai, iktisadi yardımını memnuniyetle karşılarız” ifadesiyle de Amerika Birleşik Devletleri kastedilmişti.
Peki ne oldu ABD Senatosu’na yazılan bu mektubun akibeti?
Tabii resmi tarihler unutturacaktı onu.
Hatta Nutuk’ta “mektubun yazıldığını hatırlıyorsam da, gönderilip gönderilmediğini pek iyi hatırlamıyorum” denilerek önemsiz olduğu bile yazıldı.
Oysa mektubun,
1) Mustafa Kemal Paşa, Rauf (Orbay) Bey ve diğer üç kişi tarafından imzalanan ıslak imzalı İngilizce aslı Stanford Üniversitesi’ne bağlı Hoover Enstitüsü’nün arşivinde bulundu.
2) ABD Senato tutanaklarında mektubun metninin yayınlandığı tespit edildi.
3) Sivas Belediyesi’nin (sonra da Valiliğin) eksiksiz olarak neşrettiği (çünkü önceki yayınlarda makaslanmıştı) Sivas Kongresi Tutanakları’nda “Amerika A’yanına Yazılan Tahrirat” başlığıyla Arap harfli müsveddesinin fotokopisi neşredildi.[2]
Demek ki mektup hem yazılmış, hem de Amerikan Senetosuna ulaşmıştı ki, kısa bir süre sonra ABDli general Harbord ve heyeti Sivas’a kadar gelmiş ve Harbord hem Sivas’ta Mustafa Kemal, hem de Erzurum’da Kâzım Karabekir paşalarla bizzat görüşmüş, yerinde incelemeler yapmıştı.
Dahası var: Hulusi Akar Paşa’nın Harbord Military Mission Report adıyla TTK Yayınlarınca 2019 yılında neşredilen kitabında General Harbord ile Mustafa Kemal Paşa arasındaki yazışmalara orijinalleriyle birlikte yer verilmiş. Her ne kadar bir “Amerikan mandası” istenmiyor ise de Milli Mücadele liderlerinin ABD’nin misyon ve “muavenet”ine (yardımına) ne kadar sıcak baktıklarını ıslak imzalı bu 10 maddelik memorandumdan okuyabiliyoruz.[3]
Memorandumun başında Sivas Kongresi’nin ABD Başkanı Wilson’un milliyet prensibi esasına dayanarak sonuçlandığı belirtildikten sonra “bizim kaderimizle ilgili kati kararların Amerikan Kongresi kararları ve görüşlerine tabi olması da, bizim için şükredilecek bir şeydir” denilmek suretiyle 1. Dünya Savaşında Amerikan milleti ve devleti sayesinde barışın sağlandığı tespitinin ardından bundan sonra da onun sayesinde sağlanacağına olan güven ifade edilmiştir. Ancak İngilizce nüshasında Latin alfabesiyle “Mustapha Kemal Pacha” şeklinde atılan imzanın üst kısmında şu pasajı okumak ilginç:
Hiç şüphemiz yok ki, medeniyet, hak ve adaleti temsil eden Amerikan milleti ve Amerikan Kongresi, tertemiz kalpli Türk halkı ve onun medeniyete bağlılık derecesi hakkında kâfi derecede aydınlanmıştır ve kaderi üzerinde en tesirli, tarafsız ve tatbik edilebilir kararları alacak ve bizi şükran duyguları içinde bırakacaktır.
Son cümle ise şudur:
Milliyetçilik prensibini temsil eden Wilson doktrini ve Amerikan milleti tarafından gösterilen ve bu doktrinin muvaffakiyetini garanti altına alan hakkaniyet ve insaniyet ruhu bize büyük ümitler veriyor.
Öte yandan Cemal Kutay yaraya şöyle bıçak sokuyor:
Denilebilir ki, yüz yılımızda hiç bir gizli konuşma 20-22 Eylül 1919 arasında Sivas’ta, bir tarafta Mustafa Kemal ve Hüseyin Rauf ile öte tarafta Amerikan Generali James G. Harbord arasındaki gizli mülakat kadar olayların akışını değiştirmemiştir. BİR GÜN GELİR DE, MİLLİ MÜCADELEMİZİN İLK GÜNLERİ KİŞİLERDEN ARINMIŞ GERÇEK DEĞERİ İLE YAZILIRSA BU OLAY, TÜRKİYE CUMHURİYETİNE İMKAN VEREN OLAYLARDAN BİRİSİ OLARAK ANILACAKTIR.[4]
Virgül mü koyalım nokta mı? Siz karar verin.
Ne okuyalım?
Öncelikle Sivas Valiliği’nin 2019 yılında “Sivas Vilayet Kitaplığı” başlığı altında neşrettiği Sivas Kongresi Tutanakları ve Sivas Kongresi Belgeleri adlı belge-kitaplar yakın tarih sahasında çok büyük bir eksiği gideren çalışmalar olarak tarihe geçti (keza benzer yayınları da aynı değerdedir).
Milli Savunma Bakanımız Dr. Hulusi Akar’ın Harbord Military Mission Report adlı İngilizce kitabı ve Türkçe tercümesi Harbord Heyeti Askeri Raporu Türk Tarih Kurumu Yayınları tarafından 2019 yılında ayrı ayrı neşredildi.
Mustafa Kemal Paşa’nın General Harbord’a kendi imzasıyla gönderdiği Memorandum (muhtıra) metni hem Atatürk’ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri IV’ten (Ankara, 2006, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, s. 82-92), hem de Kaynak Yayınları’nın neşrettiği Atatürk’ün Bütün Eserleri’nin 4. cildinden (İstanbul, 2003, s. 106-113) okunabilir. Ancak görebildiğim kadarıyla Osmanlıcasından tam bir aktarımı yapılmamış durumda. İngilizcesiyle de karşılaştırarak yapılsa gayet faydalı olacaktır.
Kâzım Karabekir Paşa da General Harbord ile aralarındaki konuşmaları İstiklal Harbimiz adlı bin küsur sayfalık hatıratında tafsilatıyla anlatmıştır (İstanbul, 1960, Türkiye Yayınevi, s. 302 vd.)
[1] Kâzım Karabekir, İstiklal Harbinin Esasları, İstanbul, 1951, Sinan Matbaası, s. 70-75.
[2] Tutanakların ilk eksiksiz Latin harfli yayını için bkz. Sivas Kongresi’nin Tutanakları, Hazırlayan: Recep Toparlı, Sivas, 2010, Sivas Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayını. “Amerika A’yânına Yazılan Tahrirat” ilk kez burada Latin harfleriyle neşrolunmuştur (s. 291). Osmanlıca orijinaliyle beraber ilk neşir için bkz. 4 Eylül Sivas Kongresi Tutanakları: Ek Belgeleriyle, Hazırlayan: Recep Toparlı, Buruciye Yayınları, Sivas, 2013, s. 366-368; daha yeni bir neşri için bkz. Sivas Kongresi Belgeleri, Hazırlayan: Recep Toparlı, Sivas, 2019, Sivas Vilayeti Kitaplığı, s. 78-81; Osmanlıca aslının fotokopisi için bkz. age, s. 128-129.
[3] Memorandumun İngilizce özeti için bkz. Hulusi Akar, Harbord Military Mission Report: Studies An American Fact Finding Mission Conducted and Their Impact on Turkish-American Relations, Ankara, 2019, Türk Tarih Kurumu Yayınları, s. 91-93. İngilizce tam metni için bkz. age, s. 181-190. Belgeler için bkz. age, s. 191-195.
[4] Cemal Kutay, Türk Milli Mücadelesinde Amerika, İstanbul, 1979, Boğaziçi Yayınları, s. 7.