Soru :
Geçen gün öğrencilerime okumaları için Osmanlı’nın Mahrem Tarihi isimli kitabınızı verdim. Öğrenci birkaç gün sonra bana kitabın bazı yerlerinin çeliştiğini söyledi. Şöyle: Kitabın 27. sayfasında “ilk özel kütüphanesi olan I.Murad Han’dır” demişsiniz. 35. sayfada ise I. Mehmed olarak belirtmişsiniz aynı konu hakkında. Ben verdiğiniz kaynaklara baktım, kaynaklar farklı. s. 27’de İ.H. Uzunçarşılı, s. 35’te ise Güneri kaynak gösterilmiş. Bu konuyu ben anladım ancak siz de bu konuya bir açıklık getirirseniz sevinirim. Ben sizden çok faydalanıyorum bir öğretmen olarak. Yazdığınız yazılarda ve yaptığınız açıklamalarda belgeleri biraz daha netleştirebilir misiniz?
Serhat Özdemir
Cevap :
Gencimizin farkettiğini tabii ki ondan önce pek çok okur farketti ama bir şeyi farkedemediler sanırım. Her ikisi de önemli tarihçilerimize refere edilmiş bu iki bilginin atfedildiği kişilikler arasındaki farklılıklar gibi “çelişik” ifadeler, Osmanlı tarihinin ilk dönemlerinde ve hatta bazen son dönemlerde de ortaya çıkabiliyor (mesela bir ilahinin hem 3. Murad’a, hem 4. Murad’a atfedilmiş olmasında olduğu gibi). Benim bu kitaptaki görevim, bu bilgileri toplayıp ilk kez toplu olarak okurun önüne koymaktı. Aralarındaki çelişki ve farkları bulup teke indirmek (ki bazen imkansız olabiliyor) akademisyenlerin ve ayrı bir kitabın işi olabilirdi. Hem Aydın Taneri hoca (“Güneri” değil) hem İsmail Hakkı Uzunçarşılı (birisi “kendi “diyor, öbürü “özel”) iki hükümdarın kütüphanesinden söz ediyorsa buradan iki sonuç çıkar: Demek ki her ikisi de kitaba meraklılar ama “kendi kütüphanesi” sözünü belki daha sınırlı, “özel kütüphanesi” ifadesini ise daha geniş manada düşünebiliriz.
Genç olmak hemen bir çelişki bulup burun kıvırmak değil, çelişkinin kaynaklarına inip onu araştırmak ve bir sonuca bağlamak demektir. Buna göre yetişmeli gençler… Belgeleri netleştirmekten kastınız nedir? Tam olarak yayınlamak mı hepsini?
Selam ve dua ile
