• Home
  • Genel
  • Osmanlıların Anodolu’ya bir çivi bile çakmadıklarını …

Osmanlıların Anodolu’ya bir çivi bile çakmadıklarını …

Soru :
Ben Kıbrıs’lıyım. Lise son sınıf öğrencisiyim, bize hocalarımız tarih derslerinde Osmanlıların Anodolu’ya bir çivi bile çakmadıklarını, sadece askeri güç olarak kullandıklarını, ne yaptılarsa hep Balkanlara yaptıklarını söyluyorlar. Bu doğru mudur?

Nur Çetiner


Cevap :
Asla doğru değil. Zaten mantık gereği bakarsanız doğru olması da mümkün değil. O zaman Anadolu 13. yüzyıldaki haliyle mi 20. yüzyıla intikal etti? Böyle şey olur mu? Bir Erzurum, Osmanlılar devraldığı tarihte birkaç bin kişilik köy halindeydi, onu canlandıran, Doğu’nun kalesi haline getiren Osmanlılar oldu. Bir Diyarbakır, Osmanlı’dan önce Safeviler tarafından yakılıp yıkılmış bir kasaba görünümündeydi, Osmanlı sınırlarına girince parladı, gelişti. Keza Kilis, bir köydü Yavuz fethettiğinde. Birkaç camisi vardı, o kadar. Ama Osmanlı döneminde bugün herşeyi ile görüldüğü gibi tam bir Osmanlı şehri halinde yeniden kuruldu. Bu konuda yazdığım bir yazıyı sitemden veya Büyük Osmanlı Projesi adlı kitabımdan bulabirsiniz.

One Comment

  • Onur Özdemir

    2 Mart 2013 at 14:34

    Merhum A.Menderes’in demokrasi kahramanı olduğu sürekli bazı kesimler tarafından dile getirilmektedir. 1945 savaş sonrası başlayan kimi kesim tarafından karşıdevrim süreci olarak adlandırılan abdden alınan kredi ve yardımlar sonucu yavaş yavaş bağımlı hale gelen türkiye nin dp döneminde fatin rüştü zorlu döneminde meclis tarafından onaylanmadan bir çok konuda abd ile ikili anlaşmalar yapıldığından bahsedildiği ( A.Gül ün 24 mayıs 2003 te yaptığı iddaa edilen ve tarafınca yalanlanmayan yazı) gibi devletin tüm güçleri ile abd tarafına geçmesi, dp son dönemde mecliste muhalefet partilerine mecliste söz hakkı tanımaması, tahkikat komisyonunun çıkardığı kararlar vb. durumlar göz önüne alınması gereken kimi kesim felaketin adım adım dp tarafından hazırlandığı ve cemal gürselin celal bayara son bir mektup yazdığı ve darbe durumunu ima ettiği ve bunun önlenmesi için başbakanın görevden alması ve meclisin mutabakatıyla vereceği karara göre yani bir başbakan ataması gerektiği şeklinde telkinlerde bulunduğu ve celal bayarın bunu yapmayıp sürece müdahil olmamakla darbenin gelişimini hızlandırdığı gibi bir çok durumu resmi belgelere dayanarak iddaa etmektedirler.Bu görüşlere zıt görüşte olanlar ise menderesin halk kahramanı olduğu refah getirdiği(cemal gürsel ise 27 mayıtan 2 gün sonra abdden memur maaşlarını ödeyecek para olmadığını ve kredi istediğini söylüyorlar abd elçilik telgraflarının varlığına dayanarak. Buna dayanarakta refahın çalışma ve üretme sonucu birikim ile sağlanacağını ortaya koyan kimi kesim refah vardı da ondan mı memura ödeyecek para devlet kasasında yoktu gibi eleştiriler getirip bunun tamamen sanal bir refah düzeyi olduğunu söylemektedirler.) menderesin özellikle saidi nursi ile karşılıklı olarak işbirliği yaptığını seçim mitinglerinde söz vererek yanında dolaştırarak halkı bu yönde yanına toplamaya çalıştığı gibi iddaalarla günümüzde gülen hareketi olarak tanımlanan ve bu kişilerce 1959 abdnin pennsylvania eyaletine taşınıp ticari kültürel ve dinsel bir hareket olan moon hareketi ile benzerlik taşıyan bir harekete zemin hazırlayan bir abd projesi olarak lanse edilmektedir.Yargıtay başsavcısı imran öktemin saidi nursi karşıtlığı yüzünden cenaze namazının nur talebelerince kıldırılmadığı gibi bir çok iddaa ve görüş vardır.Sizin bu konulardaki görüşünüz nedir? ya da tavsiye edeceğiniz kitaplarınız hangileridir? Amacım farklı görüşleri bir şekilde öğrenerek kendi içimde hakikate ulaşmak isteyen bir vatandaş olarak tarihçe programınızı zaman buldukça takip etmekteyim. insanları edindiğiniz bilgiler doğrultuda aydınlatma girişiminizin devam etmesi dileğiyle.sürç-i lisan ettiysek affola. Allah’a emanet olun.Saygılarımla..

    Yanıtla

Bir yanıt yazın