• Home
  • Genel
  • Filistinliler topraklarını Yahudilere sattı mı?

Filistinliler topraklarını Yahudilere sattı mı?

Mescid-i Aksa direnişi ve Gazze katliamında millette bir hassasiyet oluşur olmaz birileri interneti kullanarak kara propagandaya hız verdi. Neymiş: Filistinliler dedelerinin günahını çekiyormuş, dedeleri topraklarını satmasa bugünkü hale düşmezlermiş.

Siyonist strateji şöyle işler: İsrail lehine rüzgâr oluşturamadınız mı, üzülmeyin, B planını devreye sokup karşı tarafın ittifakını gevşetecek fitne tohumlarını ekin! 

Milletimizin gözyaşı tanelerinden örülen Filistin surunda bir delik olsun açmak için nice yalan devrede. Filistinliler bizi arkamızdan vurmuştu; Ne Şam’ın şekeri, ne Arab’ın yüzü; zaten dedeleri topraklarını Yahudilere satmıştı, oh olsun! 

Ah kardeşlerim! Bu yazıyı; Siyonistlerin suret-i Haktan görünen cilalı yalanlarına kanmayın, kananları uyarın diye yazıyorum. 

Filistinliler -Yebusiler ve Kenaniler gibi- Yahudiler gelmeden önce o topraklarda yaşayan yerli kavimlerdendir. 

 Yahudileri oradan kovan da onlar değil, imha eden de. 

“Yahudi sorunu” İslam dünyasının değil, Avrupa’nın ve Rusya’nın sorunuydu. Bu sorun hakkında Marx ve Sartre’ınki başta olmak üzere binlerce kitap yazıldı. 

Burada can acıtan soru şudur: Yahudilere asırlar boyu köylerini yakmaktan tutun da soykırıma varıncaya türlü işkenceler yapan Avrupa, dünyanın kapalı gözleri önünde kendi günahının bedelini birkaç milyon Filistinliye ödetmekte. Hem de öyle böyle değil, bir asra yakındır “cansızlaştırma”, en önemlisi de “topraksızlaştırma” harekâtı yürütülmekte, bu insanlık suçlarına “topraklarını sattılar” yalanı amigoluk yaptırılmakta.

Bakın Prof. Fahir Armaoğlu ne diyor: 

“Filistin Yahudilerinin elindeki toprak miktarının, Yahudi nüfusundan daha hızlı artması ve Yahudilerin toprağa bağlı hale gelmesidir ki ilk Arap-Yahudi çatışmalarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur.” (Filistin Meselesi, Kronik: 2017, s.37)

Özetle Filistinli Arapların Yahudilerle çatışması, topraklarının Yahudilerce ellerinden alınmasıyla başlamıştır diyor. Peki hani topraklarını satıp kaçmışlardı? 

Siyonistte yalan bitmez

Siyonistlerin silah zoru, gasp veya hileyle aldatarak, yani her fırsatı kullanarak topraklarını genişletmeleri sonucunda Araplarla aralarında patlak veren 2 davadan ilkine hayvan otlatma, ikincisi su kaynaklarına sahip çıkma sebep olmuştur ki ikisi de toprakla ilgilidir. Peki topraklarını satacaklardıysa neden savaştılar? Hem de hâlâ devam eden kanlı bir savaş bu.

Diğer yandan Şeyh Cerrah Mahallesinde yaşananlar –ki İsrail katliamının kıvılcımı orada çakmıştı- evlerine el konulmak istenen Filistinlilerin mülklerine nasıl göğüslerini siper ettiklerini, Siyonist Yahudilere evlerini kaptırmamak için cihada koşar gibi olay mahalline koştuklarını göstermedi mi cümle aleme? Zeytinliklerini gaspetmeye kalkan işgal kuvvetlerine karşı tek silahları olan taşlarla direnen yaşlısından gencine nice Filistinlinin kameraların önünde çatır çatır vurulduğunu, dövüldüğünü görmedik mi? Bunları göre göre nasıl yalan söyleyebiliyorsunuz? 

Şunu da söyleyelim ki, bugün 10 milyon Filistinlinin 6 milyonu evlerinden sürülmüş durumda 1948’den başlayarak. Irgun veya Haganah gibi Siyonist terör örgütleri Deyr Yasin köyü katliamının ardından tam 531 Arap köyünü silah zoruyla boşalttırıp yıktılar ve topraklarına el koydular, yerlerine 154 bin Yahudi göçmeni yerleştirdiler. Eğer nüfuslarının yüzde 60’ı (Türkiye için düşünürsek 84 milyonun 50 milyonu demektir) silah zoruyla topraklarından koparılanlar için söyleyeceğiniz tek şey, yine “topraklarını sattı” olacaksa insanlığınızın öldüğünden şüphe etmekte geç kalmışsınız demektir.

Biraz da rakamlar

Tarihî Filistin topraklarının tamamı 28 bin km2’dir. İsrail bunun 20 bin km2’si üzerine çökmüş olup Filistinlilere kalan toprak 6 bin km2’dir. Bu demektir ki Filistin, topraklarının 5’te dördünü, nüfusunun da yüzde 60’ını kaybetmiştir. Kalanların hangi şartlarda yaşadığı malum.

Şimdi 28 bin km2’yi bir kenara yazıp, 1948 sonrasında toprakların nasıl el değiştirdiğini maddeler halinde görelim:

650 km2’si ya öteden beri Yahudilerin elinde bulunan veya Siyonizmden asırlar önce el değiştirenler, 

300 km2’si İngilizlerin işgalden sonra Yahudilere bağışladıkları,

200 km2’si yine İngilizlerin Yahudi Ajansı’na 100 dekarı 1 dinara olmak üzere 99 yıllığına kiraladıkları,

600 km2’si Paris’te, Lübnan’da vs. yaşayan toprak ağası Hıristiyan Arapların sattıkları,

250 km2’si Filistinlilerin Şeyh Cerrah’taki gibi tehditle, cazip tekliflerle yahut vergi/kredi borcunu ödeyemeyenlerin elinden toprağının (tıpkı bir zamanlar Güneydoğu’da ağaların yaptığı gibi) alınması şeklindedir.

Burada dikkatinizi çekmek istediğim nokta, 5. maddede yer alan 250 km2’nin Filistin topraklarının tamamının % 0,9’una tekabül etmesidir, yani %1’i bile değildir. Sen yüzölçümünün %1’i bile olmayan toprakları baskı veya tehditle satmış olanlar yüzünden; ki Filistinliler bugün bile onları hain ilan edip, bulduklarında öldürürler; tıpkı Filistin’i satan Kral Hüseyin’i Mescid-i Aksa’nın kapısında öldürdükleri gibi. 

Bugün Ürdün’de, Lübnan’da, Mısır’da derme çatma barakalarda yaşayan Filistinli mültecilere sorun bakalım “topraklarınıza dönmek istiyor musunuz?” diye. İstisnasız hepsi yurtlarına dönmek isteyecektir. Peki bu kadar milyon insan dönmek istiyor, üstelik dönmek için yanıyorsa topraklarını satanlar dönmek istemeyeceğine göre (sattıysa nereye dönecek?) bu toprakları satanlarla Filistinlilerin bir alakası olabilir mi? 

1915 yılında Filistin arazisinde 600 bin Filistinliye karşılık 83 bin Yahudinin yaşadığını biliyoruz. Peki nasıl oldu da Filistin topraklarında hiçbir hakkı bulunmayan milyonlarca Yahudi dünyanın dört bucağından getirilip yerleştirilirken oranın yerlisi milyonların kovulmasına, kalanların da en haysiyet kırıcı şartlarda yaşamaya mahkum edilmesine, sadece şu son saldırıda bile 60 çocuk ve 30 “kadın cinayeti”ne sesini çıkarma, sonra kalk %1 bile etmeyen bir toprak satışını diline dolayıp Filistinliler lehine oluşan surda gedik açmaya kalk.

Siyonist ağzıyla konuşmayı bırakın da süt dişleri ağzındayken katledilen binlerce çocuğun acısını dile getirin de görelim. Bu arada kadın cinayetlerine fena halde karşıydınız değil mi? Öyleyse geçen hafta İsrail’in katlettiği 40’a yakın kadın için sesinizi çıkarın.

Bir cevap yazın