Atatürk uçaktan korkar mıydı?
Bu ne biçim soru böyle? Kendimden şüphe ederim de bundan etmem. Atatürk değil miydi daha 1925 gibi erken bir tarihte “İstikbal göklerdedir; çünkü göklerini koruyamayan milletler yarınlarından asla emin olamazlar” vecizesini söyleyen? Senin Atatürk’ten zorun var anlaşılan…
Konu üzerindeki ilk şüphelerimi beyan etmek gafletinde bulunduğum zatın öfkesini kabartmamak için alttan alıyorum ama olmuyor. Rengi kızarıyor, hafiften köpürüyor mu ne? Elini masanın üzerindeki kitaplara vurup, “Allah’tan korkun, ahiret var, ahiret!” diyor tehdit yollu. Âhiret şimdi mi aklınıza geldi diyeceğim, yutuyorum.
Neyse diyorum, nasılsa anlatacak birini bulurum şu geniş arz üzerinde. Karar verdim, siz Haber7 okurlarına dökeceğim içimi.
Mesele şu: Atatürk’ün ata, otomobile, vapura, trene bindiğini biliyoruz da, nedense uçağa bindiğine dair en ufak bir bilgi, bir işaret, bir ize rastlamıyoruz. Ne hatıratlarda geçiyor herhangi bir bilgi, ne kayıtlarda, ne de gazete havadislerinde. Hatta 1933’den itibaren günü gününe tutulan Nöbet Defteri’nde dahi Atatürk’ün uçağa bindiğine dair bir kayıt bulunmuyor. Binlercesini gördüğümüz Atatürk fotoğraflarında da uçağa bindiğine dair tek bir kareye tesadüf edemiyoruz. Yok, yok…
Affedersiniz var bir iki tane. Onlara da Pars Tuğlacı’nın tuğla gibi üç ciltten müteşekkil Çağdaş Türkiye adlı binlerce Atatürk fotoğrafı içeren kitabında rastlıyorum.
Atatürk 1937 yılında İngiltere’den alınan uçağı inceliyor
Bu iki resimde Atatürk 1937’de İngiltere’den satın alınan bir uçağa binerken ve inerken görüntülenmiş (İstanbul 1990, Cem Yayınevi, cilt 3, s. 1696-7). Lakin işin garabeti şurada ki, bu uçak uçmamış, yani yerden havalanmamıştır! Atatürk sadece bu yeni uçağın içini teftiş etmiş, sonra da bir yetkilinin elinden destek alarak merdiveninden aşağı inmiştir. O kadar…
Atatürk’ün havacılığı teşvik ettiği doğru olmasına doğru. Ancak sorun, Atatürk’ün uçağı ve uçmayı sevmemesinden kaynaklanmıyor. Daha açık konuşalım: Kişisel bir sorunu vardı uçaklarla. Daha düz bir deyişle söylersek, uçak fobisi vardı Atatürk’ün; uçağa binmekten korkuyordu.
Neden acaba? Havacılığımızı teşvik eden, Türk Hava Kurumu’nu kurduran ve bir kadın olarak Sabiha Gökçen’i pilotluğa teşvik eden birinin ayağının yerden kesilmesi konusunda bu kadar çekingen davranmasının daha derin bir sebebi olmalıdır.
İşte Atatürk’ün uçak korkusunun gerçek sebebi:
General Celal Erikan, ilk cildi 1964 yılında Türkiye İş Bankası Yayınları’ndan çıkmış olan Komutan Atatürk adlı kitabının önsözünde Atatürk’ün uçak fobisini açıklayan ilginç bir anıdan bahsediyor.
Yıl 1934, Cumhuriyet Bayramı törenlerindeyiz. Yer, Ankara’da Ordu Evi. 29 Ekim gecesi düzenlenen baloya Irak Hava Kuvvetleri’ne bağlı subaylar da katılmıştır. Etrafında havacılar olunca Atatürk’ün de havacılıkla ilgili hatıraları coşmuş ve başlamıştır anlatmaya: “1910 yılındaydı. Ali Rıza Paşa ile birlikte Fransa’daki Picardie manevralarına davet edilmiştik. Manevra sonunda, daha çocukluk çağında olan uçaklarla gösteriler yapıldı. Bundan sonra, manevraya katılan yabancı subaylardan isteyenlerin bu uçaklara bindirileceği bildirildi. Ben de hemen uçaklardan birine doğru yöneliyordum ki Ali Rıza Paşa bileğimden tuttu ve:
– Bilmediğin aş, ya karın ağrıtır, ya baş, diye beni uyardı. Uçağa, benim yerime bir başka ülkeden bir subay bindi. Bu uçak, havada bir dönüş yaptıktan sonra düşüp yere çakıldı. Ölümden kurtulmuştum.”
General Celal Erikan’ın naklettiği bu olayı doğrulayan emekli Tümgeneral Cumhur Evcil, Önce Vatan gazetesinde (15 Mayıs 2006) olayı başka ağızlardan da teyid etmiştir. Mesela:
“Türk Tarih Kurumu eski başkanlarından Sayın Uluğ İğdemir, olayı Atatürk’ten dinlediğini belirterek, bir görüşmede bana biraz daha değişik anlattı. Söz konusu manevrada Fransızlar uçakla gezinti yapmak isteyen yabancı subayları sıraya koymuşlar. Mustafa Kemal’in sırası geldiğinde, manevranın takip edilmesi gereken önemli bir bölümü cereyan ettiğinden, Mustafa Kemal sırasını bir Rumen subayla değişmiş. Havalanan Romen subayın bindiği uçak kısa bir süre sonra yere çakılmış ve binenler ölmüş… Atatürk’ün uçağa hiç binmediğini, rahmetli Sabiha Gökçen; güvenlik nedeni ile hükümetin izin vermemesini neden göstererek bir sohbetimizde teyit etmişti.”
İşte bu şok edici olay, Atatürk’ün psikolojisi üzerinde derin izler bırakmış ve o günden sonra, havacılığı her fırsatta teşvik etmiş olmasına rağmen bir daha uçağa binmemiş, o uzun ve yıpratıcı yurt gezilerinde bile genellikle daha rahat bir vasıta olan yataklı trenleri tercih etmişti.
Büyük ve genel tarihin içinde gözden yiten pek çok hurda ayrıntıdan biridir bu olay. Ama unutmayalım ki, tarih, ayrıntıda gizlidir.
Allah’tan bunların hepsini anlatmamıştım yazımın başında sözünü ettiğim zata…
Not: Nedense Celal Erikan’ın kitabının iki defa yapılan yeni baskılarında burada yararlandığımız önsöz çıkarılmış, dolayısıyla Atatürk’ün uçak fobisinin kaynağı da karartılmış durumdadır. İş Bankası Yayınları’nın bu üzücü durumdan haberi var mı?