• Home
  • Genel
  • Avrupa’nın 50 Büyük Yalanı …

Avrupa’nın 50 Büyük Yalanı …

Soru :
Ben 17 yaşında bir ÖSS talebesiyim. Ya maneviyatlı ya da tarihi kitaplar okurum. Aksiyon’da bir kitabınızın reklamını görmüştüm. Zaman’da da yazılarınızı okuyordum ama o kitaptan sonra daha da ilgimi çekmeye başladı yazılarınız: Avrupa’nın 50 Büyük Yalanı. Allahım, okuduğum her sayfada ağladım. Kendime, vatanıma o kadar üzüldüm ki ne kadar aciziz biz dedim, doğruları bile bile yanlış şeyler öğretiyoruz neslimize! Bunu bile bile yaşamak nefsime zor geldi ve karşıma çıkan her tarih hocasıyla tartıştım. En sonunda bir arkadaşım dayanamadı, ‘Koskaca Mustafa Armağan bunu biliyor ve değiştirmiyor, sen niye bu kadar düşünüyorsun?’ dedi. Orada kafama dank etti. Gerçekleri bilip susmadığınız doğru, yani kitapta herşeyi o kadar net yazmışsınız ki. Ama ben bilip susamadım, susamıyorum da. Hukuk okuyup güvenilir hukukçulardan olma hayalim varken bir eşit ağırlık öğrencisi olarak tarih okuyup en üst mertebeye ulaşıp tarihi değişme hissiyle yaşıyorum artık. Herşeyi anlarım, herşeyi kabul ederim ama siz neden karşı çıkmıyorsunuz? Tarihi değiştirmek çok mu zor doğrular bu kadar meydandayken?

Büşra Aydeniz


Cevap :
Kitabım hakkındaki duygu ve düşüncelerini bütün samimiyetinle bildirdiğin için teşekkür ederim. Gerçek karşısında uğradığım şaşkınlığın bir okur tarafından daha paylaşıldığını görmek umutlandırdı beni.

Arkadaşının sorduğu ve kafanı bulandıran soruya gelince; bir aydının bunları yazması bile bir karşı çıkış, bir meydan okuma değil midir? Nice çakallarla mücadele ettiğimi iyi kötü biliyorsundur umarım. Elimden geldiği kadar da konferanslarımla, tv programlarımla kitapta savunduğum fikirlere insanları davet ediyor, yanlış bilinenlerin düzeltilmesi için uğraşıyorum. Bir meydanlara çıkıp bağırmadığım kaldı, galiba siz de onu istiyorsunuz. Ama ben düşüncenin eylemden önemli olduğuna inanan biriyim. Önce kafalar değişecek, sonra eserler. Bilmeyen insanların eyleme geçmesi mümkün olmadığı gibi, geçse bile neyi düzelteceğini bilemeyeceği için faydadan çok zarar getirebilir.

Onun için sevgili Büşra, önce öğreneceğiz, bu düşünceleri yayacağız, kabul ettireceğiz, ondan sonra bunların ders kitaplarına vs. girmesi için uğraşacağız. Bak, sürekli yeni bilgiler doluyor havuzumuza. Hem sadece Avrupa için değil, yeni çıkan kitabım Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı 2’de belirttiğim gibi kendi tarihimiz için de epeyce kör sayılırız. Önce gözümüzü ve gönlümüzü hakikate açalım derim. Okuduğun kitap da bunun için bir çağrıdır.

2 Comments

  • yavuz selim

    10 Aralık 2010 at 00:16

    Saygıdeğer Mustafa Hocam! Kalbimin dili olsaydı sizin yazdıklarınızı söylerdi.Emeğinize sağlık.Sizi ayrıca TV’den de takip ediyorum.Allah sizi ve yazdıklarınızı muhafaza etsin.(Amin)

    Yanıtla
  • Ali

    15 Aralık 2010 at 20:54

    kitap, kitabın arkasında yazıldığı kadar önemli bilgiler içermiyor. herkesin bildiği, tarihi birkaç kitap okumakla öğrenilebilecek şeyler. kitap kitabın arkasındaki övgüyü hiç hak etmiyor.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın