Televizyonu okumak!

Televizyonu okumak!
Sevgili agabeyim M. Ruhi Sirin, yeni yayinlanan Televizyon, Cocuk ve Aile adli kitabinda “Televizyon kitaba karsi mi?” diye bir soru yonelterek televizyonun yeniden kitaba donus icin bir arac olabilecegi fikri uzerinde duruyor ve sonuc olarak “Kitap olmez” diyor.

M. Ruhi Sirin’in yazilari uzerinde ayrica duracagim. Fakat bugun onun biraktigi noktadan baslayan bir baska tartismayi gundeme getirmek istiyorum.

Neil Postman ismi Turk okuyucusunun yabancisi degil. Televizyona karsi kitabi savunan Postman’i Televizyon: Olduren Eglence kitabiyla taniyoruz daha cok. Ona gore okumak duzenli bir surectir. Akil yurutmeyi ogretir bize. Televizyon ise birbirinden kopuk goruntuleri pespese zihnimize bombardiman ederek bu akil yurutme bicimimizi berhava, dusunme aliskanliklarimizi ise yok eder. Tartistigi Camille Paglia ise Postman’inkinin tam tersi goruslere sahip. Ona gore televizyon kultur demektir. Evet, o alisageldigimizden farkli bir akil yurutmeyi gerektirir; ama cagimizi onceki caglardan ayirt eden de biraz bu farkliligi degil midir? Tv, ona gore olaylara kitaplardan daha yakindir.

Birikim dergisinin Temmuz 1994 sayisinda Osman Akinhay’in cevirisiyle yayinlanan bu iki ilginc dusunurun “ates tecrubeleri” arasinda dolastirmak istiyorum sizi.

Paglia’ya gore tv seyretmenin dusunceyle ya da analizle hic ilgisi yok. Daha sonra yararlanilmak uzere enformasyon depolayan pasif; ama oldukca etkili bir surectir tv izlemek. Akil yurutmekle degil bir tur sezgiyle kavranir tv’deki boluk-porcuk goruntulerin mantigi. ‘Tv’yi dogru okumak’ gerekir Paglia’ya gore. Tv’de her sey bildiktir; bir masal, bir efsane anlatilirken nasil hep bildik sembollere atifta bulunulursa, tv de hep o genel aktif kultur haznesine atifta bulunur. Bir bakima tv, surekli olarak bu kultur haznesini harekete gecirdigi ve canli tuttugu icin onun karsisinda kendimizi “evimizde” hissederiz.

Tv’nin Amerikan kulturunun paganlasmasi sonucunda nesv u nema buldugunu belirten Paglia, Ikinci Dunya Savasi sonrasinda doganlarin once doganlara gore tv’yi daha iyi kavradiklari kanisinda. (Bu donum noktasi bizde sanirim 1970’lere tekabul ediyor.)

Nasil, ilginc degil mi? Postman’i iyi-kotu taniyan Turk okurunun Paglia’yi da tanimasi gerekiyor bence. Hem de bir an once…

Sabah’tan al haberi

Ise bakin ki, Sabah gazetesinde gectigmiz carsamba gunu ilginc bir haber yayinlandi. Baslik soyle: Mezhep degistirince ordudan atildilar. Stelyo Berberakis’in Atina’dan bildirdigine gore Yunan ordusu, devletin resmi dini olan Ortodoksluktan ayrilip Protestan mezhebine gecen iki subayi atmis. Once mahkemede mezhep degistirdikleri icin yargilanan iki subay, ilginctir, “Protestanligi yaymak ve Ortodoksluk mezhebine zarar veren konusmalar yapmak”la suclanmis ve mahkum edilmisler. Yani Ortodokslugun propagandasini yapsaydi bu subaylar, odullendirilecekti belki de.

Manseti “ordudan atildilar” diye veren safya sekreteri, haberin altini okumamis anlasilan. Bu subaylar dini vecibelerini yerine getirdikleri icin degil, tam tersine getirmedikleri ve baska, rakip bir dine (mezhebe) gecerek dinlerine zarar verdikleri icin ordudan atiliyorlar.

Hani devletin “resmi dini” olmazdi? Yunanistan’in resmi dini var ve bu din oylesine var ki, bir ordu mensubu o dinden dondugunde (Musluman filan olmasina gerek yok, bir baska Hiristiyan mezhebine iltihak ettiginde) kendisini kapi disinda bulabiliyor.

Haberin devami daha da ilginc. Avrupa Mahkemesi hemen olayin uzerine gitmis ve mahkumiyet kararini dusurmus. Hem de ne gerekceyle! Beraber okuyalim: “Avrupa insan haklari ve dini ozgurluk ilkelerini ongoren Uluslararasi Roma Sozlesmesi’ne aykiri oldugu gerekcesiyle…” Yunan devleti bu iki subaya ikiser bin dolar tazminat odemeye mahkum edilmis ust mahkeme tarafindan. Ayrica alti bin sterlin tutan mahkeme masraflarini da Yunan devleti odeyecekmis.

Hur tefekkurun kaleleri

Virgul’e dikkat!

Kitap okumanin yolunun dergilerden gectigini nedense unuturuz. Biraz gazete, biraz reklam ve dost ve agabey tavsiyesi ama hep dergilerde kurmustur tahtini kitaplar. Onun en yakin muttefiki, Paglia ne derse desin, dergiler olmustur. Dergiler beslemistir kitaplari. Hele konusu kitap olan dergiler iyiden iyiye boyledir. Adi uzerinde kitap dergisidir onlar. Matbuat, Kitap Gunlugu, Kitap Dergisi, Kitap Gazetesi, Kitap-Haber, Kitap-lik adli dergilerin yanina ozenli mizanpaji, kaliteli yazilari, ilginc gorsel malzemeleri ile Virgul komsu geleli tam neredeyse bir yil olmus. 10. sayisinda temmuz-agustos sayilarini birlestirerek cikan Virgul’un genel yayin yonetmenligini, elestiri alaninda ulkemizin onde gelen kalemlerinden Orhan Kocak ustlenmis durumda.

Kitap yazilari disinda bir tartisma platformu ozelligini de tasiyor Virgul. Her sayisinda kitap haberleri, sahaf kosesi, ilginc kitap yazilari ve degerlendirmelerini bulabildigim zengin muhtevali Virgul’u su adresten isteyebilirsiniz: Buyukparmakkapi Sk. 12 80060 Beyoglu / Istanbul. Tel: (0212) 252 42 80.

Bir cevap yazın