Soru :
Hocam öncelikle yazılarınız ve kitaplarınızı elimden geldiğince takip etmeye çalıştığımı belirtmek isterim. Bugüne kadar bize öğretilen yanlışlara karşı vermiş olduğunuz mücadeleye saygı duyuyor ve destekliyorum. Tarihi konularla ilgili aklımı kurcalayan soruları birine sorma ihtiyacı hissettim. Dürüstlüğünüze ve şeffaflığınıza güvendiğim için size sormaya karar verdim. Eğer zaman ayırıp sorumu yanıtlarsanız minnettar kalacağım. Hocam ben iki yıldır özel sektörde öğretmenlik yapıyorum, bu yıl KPSS sınavı için bir kursa yazıldım. Tarih dersini veren hocanın Abdülhamid’e karşı olan düşmanca tutumu karşısında ne diyeceğimi ve ne yapacağımı bilemedim. Abdülhamid’in hocanın iddia ettiği gibi ikiyüzlü ve riyakar olmadığına ben can u gönülden inanıyorum ancak yapılan yanlışlığa müdahale edecek donanıma sahip olamamanın ağırlığı altında bugün bir kez daha ezildim. Sultan Abdülhamid’e bu düşmanca tavrın kökeni nedir ve bu düşmanlık neden inatla devam ettirilmektedir?
Kader Yeşiltepe
Cevap :
Jön Türklerin muhalefet yıllarından başlayıp Meşrutiyetten sonra iyice resmileşen ve 1918’e kadar devam eden Abdülhamid aleyhtarlığı, Cumhuriyet döneminde de ‘kötü’ olan ne varsa onunla özdeşleştirilen ‘Osmanlı’nın simgesi oldu. Hasta Adam onunla simgeleştirildi. Biz de Hasta Adam’dan kurtulmak istediğiniz için Abdülhamid bir nefret totemi haline geldi zihinlerimizde. 1940’lardan sonra bu konuda ciddi mesafaler alınmasına rağmen yine de bugün yaşayan insanların 100 yıl önce tahttan indirilmiş birine düşmanca duygular beslemesinin önüne geçilemiyor. Yazık ama böyle. Yine de epeyce mesafe alındığını görmek sevindirici. “Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı”nı okumadınızsa sorunuzun cevabını kısmen orada bulabileceksiniz. Okudunuzsa ikincisini bekleyin derim.
2 Comments
fatih
20 Ekim 2010 at 18:40hocam öncelikle merhaba. siyaset bilimi son sınıf öğrencisiyim. hocamız Türkiyenin siyasi tarihi dersinde abdülhamitle alakalı olarak çarpıcı beyanlarda bulundu. özellikle halifaliği ingiizlere karşı bir yaptırım aracı olarak kullandığına değindi sonra müslümanların çoğunluğundan yararlanmak için panislamizm olarak siyasi şekilde kullandığını ama esasta islami kaidelere görer bir yönetimi benimsemediğini söyledi. bunu nasıl anlamalıyız..? sayglarımla
Celaleddin mengüberdi
19 Ekim 2011 at 09:322.Abdülhamit osmanlı padişahlarını içinde ilginç şahsiyetlerden biridir.Yanlız türkiyede karşıt görüşler tarafından iyi kötü diye tanıtılmaktadır.Kendi yaptığım araştırmalara göre 36 padişah içinde sıradan bir durum arzetmektedir.Benim osmanlı tarihinde gördüğüm son büyük padişah 4.murat olduğu için,abdülhamit’i onunla kıyasladığımda sönük bir kişilik olarak kalır.
İcraatlarından kanuni,yıldırım,selim,fatih gibi deha sahibi olmadığını görüyoruz.Fakat meşrutiyet yanlılarını kendi taht arzuları için kullanacak kadar kurnaz bir devlet adamı.Ama demiryolları yapımı için,güzergahtaki bütün tarihi eserleri almanlara verecek kadar da öngörüsüz bir şahsiyet.
Mükemmel bir sanatkar,kendi yaptığı çalışma masası,marangozluk alanında eşi benzeri olmayan bir sanat eseri.
Kısaca doğru kararları olduğu kadar,yanlış kararlrı olan,çökmekte olan bir imparatorluğu,düştüğü çukurdan çıkartabilecek yeteneklere sahip bir deha değil.