• Home
  • Genel
  • Yeniden Gündeme Gelen Kazım Karabekir’in Hatıraları Yakın Tarihi Değiştirebilir

Yeniden Gündeme Gelen Kazım Karabekir’in Hatıraları Yakın Tarihi Değiştirebilir

Son dönemlerde ortaya atılan belge ve bilgiler resmi tarihi değiştirecek ve tarihin yeniden yazılmasına kapı aralayacak gibi. Kurtuluş Savaşı’nı anlatan Nutuk’a alternatif olarak Mustafa Kemal’in silah arkadaşı Kazım Karabekir’in kaleme aldığı ve her dönem tartışmalar doğuran eseri “İstiklal Haribimizin Esasları” kitabı da bu bağlamda yeniden gündemde. Tarihçi Mustafa Armağan “Kazım Karabekir’in Gözüyle Yakın Tarihimiz” kitabıyla çok ses getirecek yeni bir tartışmaya kapı aralıyor. Neden mi? Zira, Karabekir Paşa, “19 Nisan 1919’da Trabzon’a çıktım” diyerek İstiklal Harbi’ni kendisinin başlattığını öne sürüyor.
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde rejim düşmanı olarak görülen, mahkemelere verilen Kazım Karabekir bir defaya mahsus olarak sadece 2009 tarihinde İlker Başbuğ’un Genelkurmaylığı döneminde anıldı. Ve sonrası gelmedi. O Kurtuluş Savaşı’na yön veren paşalar arasında hep biraz öksüz bırakıldı. Oysa Karabekir Paşa hatıralarında, Kurtuluş Savaşı’na büyük katkılar verdiğini; Erzurum, Kars, Ardahan, Sarıkamış, Batum’u kurtardığını; Sakarya, Dumlupınar, İnönü ve Büyük Taarruz savaşlarına asker ve mühimmat gönderdiğini belirtiyor. Hatta 1919 yılında FatihZeyrek’te İstiklal Harbi’nin planını ilk kez İsmet İnönü’ye anlattığını dile getiriyor. Mustafa Armağan’ın yeniden tartışmaya açtığı “İstiklal Harbimizin Esasları”yla Karabekir Paşa yakın tarihe basit ve yalın ama bir o kadar da tartışmaya hazır bir not düşüyor. İşte paşanın notlarından yakın tarihi değiştirecek açıklamalar…

Vahdettin’î o ikna etmiş

Montrö sonrası İsmet İnönü. Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir İstanbul hükümetinin emriyle İstanbul’a çağırılır. Daha sonra Karabekir İnönü ile Zeyrek’te buluşuyorlar ve memleket meselelerini konuşuyorlar. O görüşmede Karabekir “Hepimizin İstanbul’da olması fecidir. İstanbul’da ne durumda kalırsanız kalın bir şey yapmak imkansızdır” der. Bu fikrini daha sonra Mustafa Kemal’e anlatır ve Mustafa Kemal hak verir. Karabekir’in fikri Doğu’da milli hükümet esası kurulduktan sonra kurtuluş için batıya yönelinmesidir. Hatta Sultan Vahdettin’i de genç komutanların Anadolu’ya gönderilmesi konusunda o ikna eder.
24 Şubat 1919 tarihinde artık 15. Kolordu’ya atanmıştır.

Karabekir, kendisi Doğu’ya gittikten sonra “Erzurum Doğu İlleri temsilcilerinden oluşan bir kongre yaparak ülkenin istilasına karşı hükümet çekirdeği hazırlamak” gibi siyasi bir planı olduğunu söylerken “Bir tehlike doğması halinde geçici bir hükümetin kurulmasını, Mustafa Kemal’in Anadolu Komutanı adını almasını, aynı zamanda Batı Cephesi komutanlığını üstlenmesini, kendisinin de Doğu Cephesi Komutanlığını üstleneceğini” belirterek askeri bir yapılanma içinde olduğunu da gösterir.
Daha sonra tüm bu çalışmaları yapmak üzere Gülcemal vapuruyla İstanbul’dan ayrılır. Doğu’ya gittikten sonra “Erzurum Doğu İlleri temsilcilerinden oluşan bir kongre yaparak ülkenin istilasına karşı hükümet çekirdeği hazırlamak” gibi siyasi bir planı olduğunu söylerken “Bir tehlike doğması halinde geçici bir hükümetin kurulmasını, Mustafa Kemal’in Anadolu Komutanı adını almasını, aynı zamanda Batı Cephesi komutanlığını üstlenmesini, kendisinin de Doğu Cephesi Komutanlığını üstleneceğini” belirterek askeri bir yapılanma içinde olduğunu da gösterir. Daha sonra tüm bu çalışmaları yapmak üzere Gülcemal vapuruyla İstanbul’dan ayrılır.

Erzurum’da kongre kararı

“19 Nisan 1919’da sesiz ve latif bir havada Trabzon’a çıktım” derken Karabekir Doğu’nun durumunun çok kötü olduğunu İngilizlerin Kars’ı işgal ettiğini, Gürcü ve Ermenilerin sınırları aşarak Türkleri öldürdüklerini söyler.
Bu durum karşısında halkın büyük bir tepki içinde olduğunu belirten Karabekir, Trabzon’da Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti’ni kurduklarını anlatır. Böylelikle “Erzurum Kongresi’ne giden ilk ciddi adım” atılmış olur. Ve kongrenin alt yapı hazırlıkları için Erzurum’a gidilir.
Tüm bu çalışmalar devam ederken Mustafa Kemal de Anadolu’ya geçer; Tarih 19 Mayıs 1919, yer Samsun. Ancak bir gün öncesinde İzmir’in işgal haberi gelir ve Erzurum’da büyük gösteriler yapılır. Karabekir, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasıyla kendisini de Anadolu’ya getirtmiş olur ve karşılamak üzere alay ve topçu taburu gönderir. Daha sonra kendisine Cemiyet’le Erzurum’da kongre yapma kararını açıklar. Mustafa Kemal’e “Milli örgüt teşkilatlanmadan, milli kongre direniş kararı almadan askeri olarak harekete geçmenin Batı tarafından birkaç generalin ayaklanması olarak görülebileceğini” ifade eder.
Günler ilerler ve 3 Temmuz’da Mustafa Kemal Erzurum’a gelir. Ancak İstanbul hükümeti Karabekir’den Mustafa Kemal’in tutuklanmasını ister. Bu isteği “Emirleriniz kanunlara uygun değildir” diyerek geri çevirir. 8 Temmuz’da ise İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal’e askerlikten çekilmesi yönünde telgraf çeker. Bu sefer Karabekir olayların çirkinleşmemesi için istifa etmesinin uygun olacağını ancak kendisinin askerleriyle birlikte “emrinde” olacağını belirtir.
23 Temmuz 1919’da açılan Erzurum kongresine komutan olduğu için katılamayan Karabekir “hami” olarak kongreyi izler. Kongrede Karabekir, Mustafa Kemal’i Erzurum delegesi yapmak ister ancak Erzurumlular Mustafa Kemal’in İstanbul Hükümeti’nin adamı olduğunu söyleyerek kabul etmezler. Daha sonra Karabekir’in uğraşları sonucu bir delege istifa ettirilir ve Mustafa Kemal delege olarak seçilir.

Sevr Antlaşması’na ilk darbe

Kazım Karabekir uluslararası şartların uygunluğunu da gözetleyerek Kars’ı işgal eden Ermenilerle savaşır. Bu cephede büyük zaferler kazanır ve bunun neticesinde Gümrü, Moskova ve Kars Anlaşmaları imzalanır. 25 Kasım 1920’de Ermenilerden Sevr Anlaşması’na koydukları imzayı geri çekmeleri istenir ve 27 Mayıs’ta bu başarılın Böylelikle Sevr ilk kez Kazım Karabekir’in zaferleriyle darbe almış olur. Bu zaferler üzerine İsmet İnönü Eskişehir’den Karabekir’e bir mektup yazar “Doğu harekâtı bizi ve davamızı ihya etti. O kadar sıkılmış ve daralmıştık ki nefes alacak deliğe ihtiyaç vardı. Allah’ın yardımıyla sen o deliği tam bir başarı ve düzenle açtın. Batı’da sıkıntıdayız Kazım. Malzeme, anarşi, entrika sıkıntıları; tabi en önemlisi malzeme… Milletimize, tarihimize hediye ettiğin zaferlerle geleceğimizi açmış oldun” der. Kazım Karabekir de Doğu Cephesi’nde kazanılan zaferler sayesinde Batı Cephesi’nin de zafere ulaştığını yazar. Batı cephesine üç tümen gönderildiği halde Doğu’daki sükûnetin bozulmadığını, Büyük Taarruz’un Doğu’dan gönderilen mühimmata dayanılarak yapıldığını söyler.

Bitmeyen tartışma

Kazım Karabekir tüm bunları “Tarihe not düşmek” için hatıralarında anlatır. Hatta Hardvard Üniversitesi kendisinden “İttihat ve Terakki Cemiyeti” hakkındaki bilgelerini paylaşmasını ister. Ancak o bunu “Türkiye’nin kendi tarihini kendisi yazması gerektiğine inandığı için” reddeder. Kurtuluş Savaşı’ndaki hatıralarından yola çıkarak yazdığı “İstiklal Harbimizin Esasları” kitabı 1933 yılında daha basılmadan matbaadan toplatılır. Mahkemelere verilir. Erenköy’deki evinde göz hapsine tutulur. Ama hatıraları her dönem yeniden gündeme gelir. Geçen zamana rağmen anlaşılan o ki bu tartışma bitmeyeceğe benziyor.

Bu haber 26 Mayıs 2011 tarihinde Hasan Hüseyin Kemal tarafından Yeni Aktüel Dergisi’nde yayınlanmıştır.
http://www.yeniaktuel.com.tr/top101,244@2100.html

One Comment

  • irem

    28 Ocak 2012 at 04:23

    işbirlikçi, vahdettin
    ORDUYU tehris edip miralay Musatafa kemali görevden alıp
    peşine kürt şerfi paşayı salıp
    öldürtmeye and içmişken
    Korgeneral kazımkarabekir
    trikopisemi gitti emrindeyim paşam dedi_?
    yoksa Musatafa kemalemi? ne alaka !! bu kadar carpıtlır .
    nasıl bi tarih bilncdr nerde okudunuz siz tarihi bilemedim pes hangi üniversiteden mezn oldunuz tarih alanında söleynde terch yapacak cocuklara tavsiye etmeyelim ..

    Cevapla

Bir cevap yazın