Atatürk’ün mal varlığı

Atatürk’ün oteli, lunaparkı, gazoz fabrikası, şarap imalathanesi, deri fabrikası, 2 fırını, 4 lokantası, 443 baş sığırı, 13.100 baş koyunu ve 2.450 adet tavuğu olduğunu biliyor muydunuz?

Atatürk’ün mal varlığı konusu, bağışlandığı 1937’den beri bilinse de, 1968’e kadar tartışma gündemine getirilmemiş. Fethi Naci’nin 1968 tarihli “100 Soruda Atatürk’ün Temel Görüşleri” kitabı bu konuya yer vermiş. Doğan Avcıoğlu “Türkiye’nin Düzeni”nde özet geçmiş. Nihayet çok okunduğu için Atatürk’ün mal varlığı bilgisini kamuoyuna mal eden eser 1970 Şubat’ında arz-ı endam etmiş kitapçı vitrinlerine: Yazan: İsmail Cem. Adı: “Türkiye’de Geri Kalmışlığın Tarihi”.

Sol hareketlerin bu canlı yıllarında Atatürk ile de sert bir hesaplaşma içine girilmişti; yani o tarihte sol, henüz Kemalizm’e eklemlenmiş değildi. Atatürk devrimlerini ‘sol devrim’in bir aşaması kabul ediyor ve aşılması gerektiğini savunuyorlardı. Tabii Cumhuriyet’in ilk yıllarında solun devlet eliyle ezilmesini de bir tür tabii afet gibi değerlendiriyorlardı.

Atatürk’ün 11 Haziran 1937’de Hazine’ye devrettiği ve kendisi tarafından çıkarılan mal varlığı dökümünün orijinaline Başbakanlık Arşivi’nde ulaştım ve tam ve hatasız bir şekilde burada yayımlayacağım. Ancak önce Türkiye’de Atatürk’ün ne kadar ciddiye alındığına dair birkaç cümle.

Fethi Naci bazı hatalarla “Söylev ve Demeçler”in 4. cildinden alıyor listeyi. İsmail Cem de listeyi Naci’den aktarıyor ama kaynağını yanlış yorumlayarak onun bu bilgileri Mazhar Leventoğlu’nun “Atatürk’ün Vasiyeti” kitabından aldığını yazıyor. Derken Cem’in kitabı da başkalarına ‘kaynak’ oluyor! ve aynı hatalar devam edip gidiyor. Kimse gidip Başbakanlık Arşivi’ndeki orijinaline bakma zahmetine katlanmadığı için liste yalan yanlış yayımlanıp duruyor.

Biri de şu listenin orijinalini yayımlayıp tartışmalara son vermiyor ne yazık ki. Aşağıdaki liste, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde bulunan orijinal belgeden alınmış olup mesela önceki yayınlarda “çelik fabrikası” diye geçen ibarenin aslında “çeltik fabrikası” olduğu gibi vahim hataların düzeltilmiş şeklidir.

Hazırlattığı ve altına imza attığı listeye göre Atatürk Ankara’da Orman, Yağmurbaba, Balgat, Macun, Güvercinlik, Tahar, Etimesgut ve Çakırlar çiftliklerinden oluşan Orman Çiftliği ile Yalova’daki Millet ve Baltacı, Silifke’deki Tekir ve Şövalye çiftliklerinin, Hatay Dörtyol’daki portakal bahçesi ile Karabasamak çiftliğinin, ayrıca Tarsus’taki Piloğlu çiftliğinin sahibidir.

Atatürk, Hazine’ye bağışladığı malları 6 kalemde topluyor. İlk kalem, arazidir. Buna göre toplam 154 bin 729 dönüm araziye sahip olduğunu öğreniyoruz. Ayrıntılar şöyle:

         A)582 dönüm meyve bahçeleri,

         B)700 dönüm fidanlık (650 bin adet fidan),

         C)400 dönüm Amerikan asma fidanlığı (560 bin adet kök bağ çubuğu),

         D)220 dönüm bağ (88 bin adet bağ kütüğü),

         E)375 dönüm sebze bahçesi (Fethi Naci’de 370 çıkmış),

         F)220 dönüm zeytinlik (6.600 ağaçlık),

         G)1.654 ağacın bulunduğu 17 dönüm portakallık (F. Naci 27 dönüm demiş),

         H)15 dönem kuşkonmazlık, 100 dönüm park ve bahçe ile 2.650 dönüm çayır ve yoncalık,

         İ)1.450 dönüm orman, 148 bin dönüm tarıma elverişli arazi ve meralar.

Sonra bina ve tesisler geliyor. Buna göre 51 adet binanın sahibi olduğunu yazıyor Atatürk.

         A)45 adet yönetim binası ve ikametgâhı,

         B)7 adet 15 bin baş koyun kapasiteli ağıl,

         C)Aydos ve Toros yaylalarında kurulan 6 adet mandıra, 8 adet at ve sığır ahırı,

         D)7 adet ambar, 4 adet samanlık ve otluk, 6 adet hangar ve sundurma,

         E)4 adet lokanta, gazino ve eğlence yerleri, lunapark, 2 adet fırın, 2 adet sera.

3. kısımda fabrika ve imalathanelerini sıralıyor. Belgeden Atatürk’ün birer adet bira, malt, buz, soda ve gazoz, deri, tarım aletleri ve demir fabrikası ile biri Ankara’da, diğeri Yalova’da olmak üzere 2 adet modern süt fabrikası bulunduğunu öğreniyoruz. Ayrıca yine Ankara ve Yalova’da birer geniş yoğurt imalathanesi, yılda 80 ton şarap üretme kapasitesine sahip bir şarap imalathanesi, elektrikli bir değirmeni, İstanbul’daki bir çeltik fabrikasında yüzde 40 hissesi, her biri 15’er ton kaşar, 1.000 teneke beyaz peynir, 600 teneke tuzlu yağ yapmaya elverişli 2 imalathanesi faal haldeymiş. “Umumi tesisat” başlığı altında şu bilgilere yer verilmiş:

&         A)Ankara ve Yalova’da iki tavuk çiftliği,

         B)Yalova’daki çiftliğinde iki özel iskele ve liman tesisatı,

         C)3’ü Ankara’da, 2’si İstanbul’da olmak üzere 5 adet satış mağazası,

         D)Orman Çiftliği’nde kanalizasyon, sulama, telefon ve elektrik tesisatı, küçük beton köprüler, özel yollar, içme ve su dağıtım şebekesi; Yalova ve Tekir çiftliklerinde de benzer tesisat.

         E)Orman Çiftliği’nde çiftlik müzesi ile ufak çaplı bir hayvanat bahçesi tesisatı.

Listenin en ilginç kısmını ise canlı hayvanlar oluşturuyor. Buna göre Atatürk’ün,

         A)Kıvırcık, merinos, karagül, karaman cinslerinden 13.100 baş koyunu,

         B)Simental, Hollanda, Kırım, Jersey, Görensey, Halep ile yeni üretilen Orman ve Tekir ırklarından 443 baş sığırı,

         C)İngiliz, Arap, Macar ve yerli ırklardan 69 adet koşu ve binek atı, 58 adet çoban merkebi,

         D)Legorn, Rhode Island ve yerli ırklardan 2.450 adet tavuğu varmış.

Liste bitmedi henüz. Son olarak sıra cansız demirbaşlarda. .

Atatürk’ün cansız mal varlığı arasında 16 traktör, 13 harman ve biçerdöver makinesi ve o günün fiyatlarıyla 66 bin lira değerinde (bu rakam önce yazılıp sonra karalanmış) “bilumum” ziraat alet ve edevatı, 35 tonluk bir adet deniz motoru (Yalova Çiftliği’nde), 5 adet kamyon ve kamyoneti, 2 adet binek otomobili ile 19 adet çiftliklerin servislerinde çalıştırılan binek ve yük arabası bulunuyormuş.

Özetlersek Atatürk’ün 154 bin 729 dönüm araziye; belgede 51 yazıyor ama benim hesabıma göre 91 binaya; 6 fabrika, 5 imalathane, 1 değirmen ve 1 çeltik fabrikası ortaklığına; 2 tavuk çiftliğine, iki özel iskeleye, 5 mağazaya, çeşitli sulama vs. tesisatına, köprülere, müzeye ve hayvanat bahçesine; binlerce koyun, sığır, at ve tavuğa; traktör, deniz motoru, kamyon, kamyonet, otomobil ve servis araçlarına sahip olduğunu görüyoruz.

Sen ne diyorsun? diyenlere, gidin, laik ve Kemalist olduğundan kuşku duymadığınız İsmail Cem’in kitabını okuyun diyorum. İsmail Cem’in, Mustafa Kemal’in 1923’te Balıkesir’de söylediği şu sözleri sansürlemesi ne anlama geliyor, iyi düşünün:

“Kaç milyonerimiz var? Hiç. Bundan dolayı biraz parası olanlara da düşman olacak değiliz. Tersine memleketimizde birçok milyonerlerin, hatta milyarderlerin yetişmesine çalışacağız.”







10 Haziran 2012, Pazar

8 Comments

  • hatice gamlı

    12 Haziran 2012 at 10:51

    bu yazıdan atatürkün çok zengin olduğunu anlıyoruz tamam peki bu zenginliğin kaynağı ne miras kalmış olamaz kendisi de kazanmış olamaz dönemin şartlarına göre bu imkansız ???

    Yanıtla
  • Kenan

    14 Haziran 2012 at 04:21

    Bu belgeleri paylaştığınız için çok teşekkürler, gerçekten son o fotokopi belge de yazanlar çok anlamlı. buyrunuz :

    çiftliklerin, yerine göre araziyi ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhi yerler, hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek, bazı yerlerde ihtikarla (vurgunculuk) fili ve muvaffakiyetli mücadelede bulunmak gibi hizmetleri de zikre şayandır (anmaya değerdir). bünyelerinin metanetini (sağlamlığını) ve muvaffakiyetlerinin temelini teşkil eden geniş çalışma ve ticari esaslar dahilinde idare edildikleri, ve memleketin diğer mıntakalarında da, mümasilleri (benzerleri) tesis edildiği taktirde, tecrübelerini müspet iş sahasından alan bu müesseselerin ziraat usullerini düzeltme, istihsalatını (elde ettiklerini) arttırma ve köyleri kalkındırma yolunda devletçe alınan ve alınacak olan tedbirlerin hüsnü intihap (iyi seçimi) ve inkişafına (gelişmesine) çok müsait birer amil (sebep) ve mesnet (dayanak) olacaklarına kani bulunuyorum, ve bu kanaatle, tasarrufum altındaki bu çiftlikleri bütün tesisat, hayvanat ve demirbaşlar ile beraber hazineye hediye ediyorum

    Yanıtla
  • Mete

    20 Haziran 2012 at 18:23

    büyük lider Atatürk’ün malı mülkü varmış yada yokmuş bunu tartışma götürür konular.önemli olan bunları nerelere yani gelirlerini nereye devretti.vay efendim miras kalmamıstır filan diyen kişi TÜRKİYE CUMHURİYET i DEVLET i bir mirastır.ilk etapta sen buna sahip çık sonra araştır sorgula.Sanırsınız ki şimdiki liderlerin kesesi cebi boş herşeyi bu memleket için mi yapıyor ? (!)

    Yanıtla
  • ayşe

    28 Haziran 2012 at 16:53

    başbakanın güya oğluna aldığı gemisine takmış olanlar bence o devirde bu kadar mala mülke sahip olan atatürkü biraz araştırsalar iyi edicekler..bizim milletimiz yiyecek ekmek bulmaya zorlanırken milletin iliğini kemiğini kurutmuş olan bu adamı ne diye bu kadar överler ve korurlar anlamış değilim..

    Yanıtla
  • Sadun Evecen

    10 Temmuz 2012 at 08:49

    Ana tarafı Midilli adasından Baba tarafı Köstence den anadoluya göç etmiş biri olarak çocukluğumda atalarımdan duyduklarıma göre;
    -Mübadelede Anadoluya göç edenlere geride bıraktıkları mal ve mülkün karşılığı verilmemiştir.
    -Anadoludan yurt dışına çıkanların mallarının cüzi bir kısmı gelen muhacirlere verilmiş büyük bir kısmı sessizce dönemin ileri gelenleri tarafından paylaşılmıştır.

    Yanıtla
  • çelik

    6 Ağustos 2012 at 02:12

    mal varlığı olabilir bir insanın ama o dönemde batmış,bitmiş,satılmış ve sırtından vurulmuş ayrıyetten fakirlikten kavrulan bu ülkede bu kadar mal varlığı nasıl yapılabilir saymaya kalktığınızda epey zaman alıyor saymak eminim birileri bunun kaynağını açıklar

    Yanıtla
  • erol

    3 Eylül 2012 at 01:47

    ben buna mal varlığı diyemem öldüde kime kaldıki mal varlığı diyeyim:)
    devletimiz elinde şuan ne gibi bir mal varlığı var. herşey özelleşti ve asıl sömürge 2000’li yıllarda başladı. (VERGİ CEHENNEMİ) en kral asgari ücret 800 tl bırakın bu boş işleri milletinizin aç karnını düşünün.
    Kefenin cebi yokki.

    Yanıtla
  • Muhsin Yiğit

    31 Ekim 2012 at 20:38

    Esselamu Aleykum

    Değerli Mustafa hocam; yazılarını samimi ve en içten bir şekilde takip etmeye çalışıyorum,
    Allah her daim En iyi şekilde en Derin hususlarla Bu milletin ve nesillerin Kararmış şuurlar’ın’ı Aydınlatan çalışmalarında yolunu Daim açık ve düz eylesin…

    yok efendim şuymuş buymuş Demegojileri ile; konumuz sabittir dağıtıp keyiflenmeye devam edemiyecek kimse!..

    Selam ve Saygılarımla… Muhsin Yiğit.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın