Bir bakıyorsunuz Belçika’da bir “Türk köyü”, bir bakıyorsunuz Himalayaların eteklerinde bulunan Keşmir eyaletinde de kendilerine “Osmanî” diyen Türk Köyleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği… İngiltere Parlamentosu üyesi olup şimdilerde Londra Belediye Başkanlığı yarışına giren Boris Johnson’ın son Osmanlı İçişleri Bakanı’nın torunu olduğu haberi gazete manşetlerinde çınlarken, Meksika’da bir Osmanlı çeşmesinin ortaya çıktığınotu düşüyor önümüze. Nicolas Sarkozy’nin de, Fidel Castro’nun da atalarının Osmanlı Yahudisi çıkması yetmiyormuş gibi, besteci Wagner’in Sultan Abdülaziz’den para yardımı istediğini, Abdülhamid’in Pasteur’e beraber çalışma teklifinde bulunduğunu okuyoruz hayretle. Ve düşünüyoruz: Acaba tarihimiz hakiki çehresiyle arz-ı endam ettiğinde nasıl bir manzara karşısında kalacağız? Misak-ı Millî sınırları içinden görmeye ve düşünmeye alıştırılmış bir neslin dramıdır yaşadığımız. “Biz neydik?” sorusu, ete saplanan bir kurşun gibi hemen her adımda karşımıza çıkıyor veya biz hatırlamak istemesek de, başkaları tarafından çıkarılıyor. Bunun en son örneğini, Avusturya sağının temsilcisi Andreas Möller’in, “Türkler AB’ye girerse Viyana’yı kaybederiz’ mealindeki demecinde gördük. Demek ki, dedik, bu demeci okuyunca, biz unutsak da dünya bizi unutmuyor. Mustafa Armağan son kitabı Büyük Osmanlı Projesi’nde bu nicedir unuttuğumuz dünyanın kapılarını açıyor önümüze ve bize bir hafıza tazelemesi çalışması öneriyor. “Hatırla onu!” ikazı, kitabın her satırında karşımıza çıkıyor ve giderek “Hatırla kendini!” uyarısına bürünüyor. Osmanlı’yı, yaşadığı çağların küresel aktörü olarak konumlandıran ve bu yüzden de küreselleşmekte olan dünyamızda bunu daha önce tecrübe etmiş bulunan Osmanlıların birikiminden yararlanmanın önümüzü görmemize yardım edeceğini vurgulayan yazar, hem “küresel tarih” çalışmalarına Osmanlı’nın katkılarına atıfta bulunuyor, hem de Osmanlı tecrübesinin kendiliğinden bir ‘oluşum’ değil, bilinçli bir ‘proje’ olduğuna dikkat çekiyor. Armağan, “Büyük Osmanlı Projesi” adını verdiği bu projenin ana hatları hakkında ufkumuzu genişletecek bilgiler veriyor ve daha da önemlisi, Türkiye’nin içine girdiği yeni bir gelişme çizgisinde ‘Bir kere başarılan neden bir kere daha başarılamasın?’ sorusunun umut vadeden kuyusu içine gömüyor okurunu.
Do you want Search?
Random Post
Search
previous
10 Comments
Caner Özbakan
27 Eylül 2010 at 18:14Sevgili Mustafa ARMAĞAN
Bir sohbet sırasında Osmanlı dan dedelerimizden bahsederken bir arkadaşım sizin Abdülhamitin Kurtlarla Dansı adlı kitabınızı önerdi aldım ve okumaya başladım size teşekkür etmek istedim yaptığınız çalışmalardan dolayı..
Rabbim size yardımcı olsun çalışmalrınızda başarılı olmanız dileğiyle …
arif emre engin
17 Ekim 2010 at 12:28sizi tanıdığıma çok memnunum çok da seviyorum sizi kitaplarını bir bir alıp okuyorum Allah razı olsun…
abdullah
1 Kasım 2010 at 21:56biri bana “mustafa armağan kimdir?” diye sorsa cevabım şöyle ourdu heralde “ezber bozan yeni osmanlı” iyiki varsnız hocam içimizi karartan ezberlerimzi bozduğunuz için iyiki varsınız allah ezel ebed razı olsun. sizin kaleminizin ucundan ideolojik tarihle uyutulmaya çalışılan bir neslin uyanışını görüyorum.
oğuzhan temel
5 Şubat 2011 at 14:09Sevgili Mustafa Armağan;
Bu derece sevilmenizin okunmanızın şahsi görüşüm olarak değerlendiriyorum özgünlüğünüz içtenliğiniz gerçekten zevk alarak keşke kitap hiç bitmese duygularıyla okuyoruz kitaplarınızı
ve böyle bir yazarın hiç durmaması sürekli kitaplar yazması düşüncesindeyim sevgilerimi ve saygılarımı arz ederim.
mustafa
12 Şubat 2011 at 00:25hocam kitaplarınız çok muhteşem ilk okuduğum kitabınız kurtlarla dans çok muhteşem ondan sonra bütün kitaplarınızı aldım okuyorum allah razı olsun sizden osmanlı yeniden dirildi sizin sayenizde
Ali Yıldırım
26 Nisan 2011 at 01:44Gerçekten şu an sizi yeni buldum ve çok heyecanlıyım.Bir osmanlı torunu olmak bu kadar güzel bir şey olsa gerek.Sizin kitaplarınızın hepsini alıp okumak istiyorum en kısa zamanda inşALLAH hepsini temin eder okuyabilirim.Yazılarınızdan çok etkilendim bu tür yazılar okumayı çok istiyorum bu yüzden kitaplarınızı bir an önce almak istiyorum saygılar….
malik ejder
7 Mayıs 2011 at 20:06bu kitabı daha yeni aldım okuyorum her kitabınızı beğniyle takip ediyorum ama ”efsaneler ve gerçekler” kitabınız çok güzel…
Ömer Furkan ÇİMEN
8 Mayıs 2011 at 09:37Sayın hocam ,
SULTAN 2.ABDÜLHAMİT HAN HAZRETLERİNİ ,ABDÜLHAMİTİN KURTLARLA DANSI KİTABINDA okudum ve bir çok şeye bakış açım değişti , öncelikle size teşekkür ediyor ve kurtlarla dansın devam etmesi için ABDÜLHAMİTİN KURTLARLA DANSI 3 kitabınızı çıkarmanızı rica ediyorum
saygılarımı arz ederim :)
pala
25 Ekim 2011 at 16:54sadece teşekkür etmek istedim.araştırmalarınız ve kitaplarınızdaki bilgiler oldukça beğeni topladı. 4 kitabınızı aldım. yanımdan ayırmıyorum evdede işdede. başarılarınızın devamının bizide aydınlatması dileklerimle…
Angel Juju
3 Ocak 2012 at 11:32Sizi ilk kez 2 Ocak Habertürk,’Sansürsüz’ programında tanıdım.Dinlemeye doyamadım.Osmanlı Tarihi’ni de ilkokulda Yiğit Bulut Bey’in programda ifade ettiği formatta öğrenenlerden biriyim.Bilgi boşluğumu kitaplar alarak doldurmaya çalışıyorum.Aklımı karıştıran bir husus da çıktı bu arada.Osmanlı padişahların eşlerinin Hristiyan oluşu.Devşirilen bu kızlar hernekadar adlarını,dinlerini değiştirseler de genetik olarak kendi milletlerinin özelliğini taşırlar.Artık bilim böyle diyor.Bu pencereden bakarsak,İmparatorluğun başarısında (gen transferi sonucu olarak),bu hatunların payı da olmalıdır gibi bir düşünce ortaya çıkmakta.Lütfen bu konuyu da işlermisiniz?Yakın zamanların birinde yine bir TV programında “Hristiyan Osmanlı İmparatorluğu” ifadesini duydum.Açıklığa kavuşmasının tam zamanı olarak düşünmekteyim.