• Home
  • Genel
  • Modern keman 17. yüzyıldan önce yoktu

Modern keman 17. yüzyıldan önce yoktu

Soru
Yazınızda Muhteşem Yüzyıl’daki mantık hatalarından dem vururken, kemanın 17. yüzyıda icad edildiği gibi temelsiz ve atmasyon bir bilgi geçmişsiniz. Genel kültürünüzü arttırmak adına müdehale gereği duydum; bildiğiniz ifadesiyle keman sandığınız gibi 17. değil ,1500’lü yılların ilk yarısında icad edilmiştir. Bir de Araştırmacı Tarihçi titrini almışsınız ama anlaşılan daha arştırmanız gereken çok şey var. Bari böyle ciddi ifadeler içeren bir yazı kaleme almadan önce 10dk. internette araştırma yapın. Bilgi çağındayız malum.
Ozan Orhon


Cevap
Araştırmam gereken epey şey olduğunu bilmesem zaten bu işe soyunmazdım. Nitekim etrafta araştırması gereken pek bir şey olmadığına inanıp internetten 10 dakikada malumat tırtıklayan uyanıkların ne kadar bol olduğunu gördükçe iyi ki o titri almışım diye düşündüm. Gerçi onu ben almadım, birileri verdi ama araştırmayan yazarlara ve konuşurlara göre bir farkımın olması da önemli görünüyor bana.
İsterseniz size iki kitap tavsiye edeyim. David Boyden’in “History of Violin” adlı kitabı bize modern kemanın 18. yüzyıldan önce ortaya çıkmadığını, hele hele 17. yüzyıla kadar kemanın hakir görülen aşağı statüde bir telli çalgı olduğunu yazdığını, bu arada Paris’in sanat kalitesini düşürüyor ve gürültü yapıyor diye 1628’de keman çalmanın yasaklandığını herhalde o 10 dakikanıza bir o kadar daha ekleyip okuma zahmetine katlanırsınız. İsterseniz sayfa numaralarını da vermem mümkün. Bu arada eğer isterseniz Alberto Bahchmann’ın efsanevi kitabı “An Encyclopaedia of the Violin”inin giriş kısmını okumanızı da acizane tavsiye ederim. Kemanın başlangıcının tarihin sisleri içinde nasıl kaybolduğunu pek güzel aktarır üstad, 1925 yılında yazdığı hala aşılamamış kitabında.
Ha, bu arada Pargalı’nın çaldığı söylenen enstrüman keman değil, kemençeydi. Ben demiyorum, Latifî adlı yazarımız diyor. Eh kemençe çalan birine Çin malı modern kemanla Vivaldi çaldırmak da tam bize mahsus bir Şark ucuzluğu değil mi?

3 Comments

  • mehmet

    21 Şubat 2012 at 02:58

    hocam emeğinize sağlık. araştırmacılığın sadece internette 10 dakikalık gezinme sonucu bilgi edinmek olmadığını gayet güzel anlatmış oldunuz.

    Yanıtla
  • Ozden Gulen

    22 Şubat 2012 at 13:38

    Hocam yanitinizi ilgi ile okudum. Gercektende internet bize bilgiye ulasmada buyuk kolaylik saglarken , bilginin dogrulugu acisindan cok da guvenilir olmuyor. Bunu size yoneltilen soru (soruyu sorus sekli :)) ve yanitinizdaki ciddi saptamalar ile bir kez daha anladik. Allah razi olsun…
    Kitaplarinizi buyuk bir ilgi ile okuyoruz. Konusmalarinizin , yazilarinizin ve programlarinizin da devamli takipcisiyiz. Emeginize saglik. Bir gun sizi Dubai’de de agirlayabiliriz umarim.
    Iyi calismalar dileklerimle..
    Saygilar.

    Yanıtla
  • Resul Gülen

    28 Şubat 2012 at 02:03

    Mustafa Bey selamun aleyküm,

    Kitaplarınızı henüz okumaya başladım. Dün Gerçek Tarihin Peşinde adlı kitabınızı bir solukta bitirdim. “hayret”ler içinde kaldım gerçekten. Hızımı alamadım ve bugün Osmanlı’nın Mahrem Tarihine başladım. bu kitabınızı da çok beğendim. Yine “hayret” etmeğe devam ediyorum bazı yerlerde :). Mustafa Bey benim size sormak istediğim bir husus yukarıdaki konuyla ilgili. Kemanın icad edilem yılı itibariyle “pargalı’nın” çalması mümkün değil diyorsunuz. Osmanlı’nın Mahrem Tarihi sayfa 76 paragraf 2’deki 14 numarlı kaynağa dayanan bilgiyi kitabınızda görünce kafam karıştı. Burada Sertoğlu, Kanuni devrinin perde arkası s20’deki bilginin kitabınızda yer alması bir tashih gerektirmiyor mu? Bu bilgiyi kaynağını vererek kitabınıza aldığınıza göre doğru kabul ettiğinizi mi düşünmeliyim ki o zaman yukarıdaki açıklamanız ile bir çelişki oluyor, yoksa böyle bir rivayette var anlamında kitabınıza aldığınızı mı düşünmeliyim ki eğer öyle ise kitabınızda bunu belirtmeniz gerekmezmiydi. Aynı Yavuz Selime ait olamayacak şiirler de belirttiğiniz gibi. Benim okumada bir algılama hatam da mevcut olabilir. Noksanlığıma veriniz lütfen.

    Not: Timaş yayınlarından çıkan tüm kitaplarınızı aldım. Allah ömür verirse hızlıca bitirmeyi düşünüyorum külliyatınızı.

    Selam ve dua ile

    Resul Gülen

    Yanıtla

Bir yanıt yazın